Çocuk, Oyun ve Oyuncak
- Uzman Klinik Psikolog Deniz Kurt
- 15 Haz 2022
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Ağu 2022
Oyun çok eski ve köklü bir geçmişe sahiptir. Ancak insan gelişimine olan etkileri hala kapsamlı bir şekilde açıklanabilmiş değildir. Bu aktivite üzerine yapılan pek çok açıklama olsa da kuramlar oluşturulsa da oyun çalışılması ve bilimsel olarak ele alınması gereken bir konudur. Çocuklar yaşamları için ihtiyaç duydukları pek çok beceri, bilgi ve davranışı oyun oynayarak edinmektedirler. Pestalozzi çocukların içlerinde onları harekete geçiren ve oyuna yönelten bir güçleri olduğunu ve bu güç sebebiyle çocukların yerlerinde durmakta zorlandığını, durmadan kıpırdandığını ifade etmiştir. Froebel’e göre ise oyun çocuğun kendini en içten ve gerçeğe en yakın anlatabildiği süreçtir.
Oyun evrensel bir kavram olmakla birlikte çocuğun olduğu her yerde rastlayabileceğimiz bir aktivitedir. Oynanan oyunların türü, oyun esnasında kullanılan araç ve gereçler kültürden kültüre farklılık gösterse de oyun her daim varlığını sürdürmektedir. Oyun çocukların sağlıklı büyümesi, gelişmesi ve öğrenmesinde temel ve bütünleyici bir rol oynamaktadır. Çocuğun oyun oynarken yaptığı duygusal paylaşımlar toplumun gelecekteki ruh sağlığı açısından da büyük öneme sahiptir. Yapılan araştırmalar oyun oynamasına izin verilmeyen çocuklarda psikolojik, sosyolojik ya da bilişsel problemlerin gözlenebildiğini kanıtlanmıştır. Özellikle erken çocukluk döneminde oyun çocuk için vazgeçilmesi mümkün olmayan bir öğrenme aracıdır.
Oyun çocukların ince ve kaba motor becerilerini destekler. Bedenini keyifli bir biçimde kullanabilen çocukların kendine güvenleri gelişir. İnsan sosyal bir varlıktır ve bir gruba ait olmayı ister. Oyun insanın bu gereksinimini de sağlayan bir aktivitedir. Oyun aynı zamanda kişinin sosyal ve duygusal yaşam becerilerinin gelişmesini de sağlar. Oyunda kendini tanıma fırsatı bulan çocuk tepkilerini kontrol etmeyi öğrenir.
Platon’a göre çocuk eğitiminde beden eğitimi ve ruh eğitimi birlikte ele alınmalı ve çocuk oyunla büyütülmelidir. Aşırı engellenen çocukların gelişimlerinin zarar gördüğünü vurgulayan Platon çocukların yeteneklerini keşfetmede oyunun önemli bir yeri olduğunu söylemiştir.
Çocuk oyun yoluyla kendi davranışlarını yaşıtlarıyla kıyaslama fırsatı bulur. Başkalarının kendinden farklı düşünebileceğini ve davranabileceğini anlar. Başkalarının gereksinimlerine ve duygularına karşı duyarlı hale gelir. Otokontrol becerilerini geliştirir ve güç, yer ve ideallerini diğerleriyle paylaşmayı öğrenir. Çocuk onay görmeyen duygularını onaylanabilir bir şekilde ifade etmeyi öğrenir.
Oyun çocuğun bilişsel gelişimi açısından da oldukça önemlidir. Çocuğun oynadığı oyunlar dikkat ve planlama becerilerini destekler, daha yaratıcı düşünmesine yardımcı olur ve olaylara daha geniş bir açıdan bakmasını sağlar. Ayrıca oyunun bellek üzerinde de olumlu etkileri olduğu bilinmektedir.
Çocuk oyunla önceki yaşantılardan yola çıkarak yeni bilişler kazanır. Çocuk bu yolla sadece dünyayı tanımaz aynı zamanda kendisi ve dünyayla nasıl baş edeceği konusunda da bilgi edinir. Oyun çocuğun dünyasındaki güçlü ve doğal bir davranımdır. Çocuk hiçbir erişkin programıyla oyunda öğrendiği şeyleri öğrenemez. Gazali ise oyunu çocuğun belleğini yenileyen, öğrenme gücünü arttıran ve çocuğu dinlendiren bir aktivite olarak tanımlamıştır. Gazali çocuğun gelişiminin sağlıklı bir seyir izlemesi için belleğini tazelemesi gerektiğini bunun da ancak oyun yoluyla olabileceğini vurgulamıştır. Oyun çocuğun hayatındaki temel ögedir. Uzmanlar oyun oynamadan büyüyen bir çocuğun sağlıklı bir gelişim gösteremeyeceğini ve sahip olduğu yaratıcılık potansiyelini kullanamayacağı belirmişlerdir.
Oyun kavramıyla ilgili farklı kaynaklarda pek çok farklı tanım yer almaktadır. Bu tanımlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Oyunun canlının zevk alma arzusundan kaynaklandığını düşünen Alman Psikolog Wundt oyunu çocukların severek yaptığı bir uğraşı olarak görmüş ve oynanan her oyunun gerçek hayatın bir taklidi olduğunu söylemiştir.
Oyun, çocuğa başka kişiler tarafından öğretilmesi mümkün olmayan konuları çocuğun kendi yaşantıları ve deneyimleri ile öğrenmesinin bir yoludur.
Oyun çocuğun doğal dünyasıdır.
Oyun çocukların hayatının büyük bir kısmını kapsayan bir aktivitedir. Çocuklar oyun oynamaya oldukça fazla zaman ayırırlar. Çocukların hem eğlenip hem öğrendikleri bu süreç onlara psikomotor, sosyal, zihinsel, kişilik ve dil gelişimleri açısından olumlu davranışlar kazandırmaktadır.
Psikomotor gelişim açısından oyunun faydalarını incelediğimizde oynanan oyunların kaba ve ince motor becerileri geliştirdiği bilinmektedir. Hamurla ve kille oynamak, kesme-yapıştırma yapmak, ipe boncuk dizmek, boyama yapmak gibi etkinlikler çocukların ince motor becerilerini desteklerken, topla oynamak, kule yapmak, ip atlamak, zıplamak gibi davranışlarda çocukların kaba motor becerilerini destekleyen aktiviteler arasında sayılabilir. Bu oyunlar aynı zamanda koordinasyon gerektiren aktiviteler olduğundan çocuklardaki el ve göz koordinasyonunu da büyük ölçüde destekler niteliktedir. Çocuklar günlük yaşamlarında gerekli olan becerileri (örneğin kaşık ile çorba içmek gibi) oyun yoluyla da öğrenme fırsatı bulurlar. Çocuk tarafından oyunda deneyimlenen bu beceriler gerçek hayatta uygulaması gerektiğinde ona kolaylık sağlayacaktır.
Oyun sosyal ve duygusal gelişim üzerinde de oldukça etkilidir. Çocuk oyun oynarken sevincini, saldırganlığını, sevgi arayışını ve nefret gibi duygularını dışa vurabilmektedir. Oyunla dışa vurulan duygular çocuktaki gerginliği azaltacak ve çocuğu rahatlatacaktır. Oyunun çocuklara öğrettiği bir diğer şey ise toplum kuralları ve gereklilikleridir. Çocuklar etkili iletişim kurmayı ve kişilerarası ilişkileri de oyun yoluyla öğrenmektedirler. Başkalarının haklarına saygı duymak, sıra beklemek, kurallara ve sınırlara saygı gösterebilmek, paylaşmayı öğrenmek, düzen ve temizlik alışkanlıklarını edinmek, söylenenleri dinlemek, duygu ve düşünceleri ifade edebilmek ve duygudaşlık kurabilmek gibi beceriler de yine oyun esnasında edinilen becerilerdir.
Oyunun bilişsel ve kişilik gelişimi üzerindeki etkileri incelendiğinde ise bu aktivitenin çocuğa çevresini araştırma, nesneleri tanıma ve problem çözme fırsatı sağladığı görülmektedir. Çocuk oyun yoluyla şekil, boyut, büyüklük, renk, ağırlık, sayma, hacim gibi pek çok kavramı öğrenir. Bunun yanı sıra sınıflandırma, sentez, analiz, eşleştirme ve problem çözme gibi birçok zihinsel kavramı da edinir. Oyun aynı zamanda çocuğun duyularının (ince-kalın, sıcak soğuk, acı-tatlı gibi) gelişimini de sağlar. Bu becerilerin yanında oyun çocuğa mantık yürütme ve merak becerileri açısından da katkı sağlamaktadır. Oyun oynarken çocuğun zihinsel süreçlerinin aktif olması problem çözme becerisini geliştirmektedir.
Dil gelişimi açısından da oyun oldukça önemlidir. Çocukların oyun oynarken oyuncaklarıyla konuştukları ve dertleştikleri bilinmektedir. Çocuklar oyuncaklarına bazı roller yüklerler ve bu rollere uygun ifadelerde bulunurlar. Sosyal oyunlarda ise dil daha aktif olarak kullanılmaktadır. Dilin aktif olarak kullanılması çocuğun kelime hazinesini, hikâye anlatma ve anlama becerilerini geliştirmektedir. Oyun sadece normal çocukların gelişiminin desteklenmesinde kullanılan bir aktivite değildir. Kendini ifade etmekte zorlanan ve duygularını, problemlerini ifade etme konusunda direnç gösteren çocuklarda oyunun kullanımı terapötik bir ilişkinin gelişmesine yardımcı olmaktadır.
Oyunun çocuklar üzerinde iyileştirici bir rolü de vardır. Bu iyileştirici etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Kaygı korku, kızgınlık, suçluluk, engellenmişlik, hayal kırıklığı gibi duyguların üstesinden gelmesine yardım eder.
Saldırganlık gibi toplum tarafından kabul görmeyen dürtülerin ve birikmiş enerjinin boşalmasında oyun fırsat sağlar.
Oyun çocuğun güç ve kontrol duygusu kazanmasına, çocukta başarı ve güven duygusunun oluşmasına zemin hazırlar.
KAYNAKÇA
Yavuzer. H. (1998). Çocuk Psikolojisi (16. Basım). İstanbul: Remzi Kitapevi.
Uluğ, M.O. (2011) Okulöncesi Çocuk Ve Oyun İçinde Uluğ, M.O. Ve Karadeniz G. (Ed). Okulöncesi Çocuk Ve … Ankara: Nobel Yayıncılık.
Halmatov, S. (2016). Oyun Terapisinde Pratik Teknikler. 1. Baskı. Ankara: Pegem Akademi.

Comments